Tomas Ujfalusi'nin talihsiz bir şekilde sakatlanmasının ardından stoper arayışlarına giren Galatasaray, Lyon'un Brezilyalı savunmacısı Cristiano Marques Gomez'i apar topar transfer etti.
8 yıl boyunca formasını giydiği Lyon'da ortaya koyduğu istikrarlı performansla dikkatleri üzerine çeken Brezilyalı savunmacı, Fransız ekibinin yakın geçmişinde önemli bir yer tutuyor.
8 yıl boyunca formasını giydiği Lyon'da ortaya koyduğu istikrarlı performansla dikkatleri üzerine çeken Brezilyalı savunmacı, Fransız ekibinin yakın geçmişinde önemli bir yer tutuyor.
Olympique Lyon'da Sonny Anderson, Claudio Cacapa ve Juninho'nun ardından Brezilyalı kaptan geleneğini sürdüren tecrübeli futbolcu 'Polis' lakabı ile tanınıyor. Doğduğu şehir olan Guarulhos'u da yaşadığı 4 aylık polislik deneyimi ve saha içerisindeki otoriter yapısı ile bu lakabı alan Brezilyalı futbolcu, rakipler için Ligue 1'in en korkutucu futbolcularından biri olarak tanımlanıyor.
Hava toplarındaki hakimiyeti ve bir dönem Sebastian Squilacci ile kurduğu ikili ile adından sıkça söz ettiren yıldız futbolcu, takımı adına attığı gollerle de dikkatleri üzerine çekmeyi başarmıştı. Lyon adına kritik goller kaydeden Cris, Fransız ekibi ile çıktığı 296 karşılaşmada 24 kez rakip fileleri havalandırdı.
Olympique Lyon forması ile sergilediği performansla Brezilya Milli Takımı'na kadar yükselen Cris, bir dönem dünya devlerinin önemli gözdelerinden biri olmuştu. 2008 yılında Milan'ın teklifini reddeden Brezilyalı yıldız, bir sene sonra oldukça cazip bir teklifle kapısını çalan Juve'yi geri çevirerek Lyon taraftarının sevgilisi haline gelmişti.
"CRİS ÇİFT KİŞİLİKLİ!"
Galatasaray'ın yeni stoper hakkında ki en ilginç benzetmeyi ise eşi Tatiane yapıyor. 2008 yılında eşiyle ilgili bir röportaj veren Tatiane; "Normalde çok duygusal, sakin ve anlayışlıdır. Ancak sahaya çıktığı zaman onu tanımakta güçlük çekiyorum. İnanılmaz saldırgan ve agresif görünüyor. Kesinlikle çift kişiliğe sahip. Sahaya çıktığı zaman bambaşka bir karaktere bürünüyor." ifadelerini kullanıyor.
Eşinin önemli maçlar öncesinde belli ritüelleri olduğuna dikkat çeken Tatiane; "Önemli bir maçtan önce dış dünyayla iletişimini tamamen keser ve bir kaç günlüğüne sessizliğe gömülür. Hiç bir telefona cevap vermez ve kimseyle görüşmek istemez. Bunu anlayışla karşılıyorum çünkü onun motive olma şekli böyle." dedi.
ŞANS KAPIYI ÇALINCA!
İlk Avrupa deneyimini Bayer Leverkusen'de geçiren ve Alman ekibinde başarısız olup ülkesine dönen Cris'e ikinci Avrupa macerasının kapıları ise bir nevi tesadüfler eseri açılıyor. 2004 yılında Edmilson'ı Barcelona'ya gönderen ve stoper arayışlarına giren Olympique Lyon daha sonra Roma ve Milan formalarını da giyecek olan Philleppe Mexes'in transferini büyük ölçüde bitirir.
Ligue 1'in parlayan stoperlerinden birini kadrosuna katmak üzere olan Lyon'un kapılarını Cris'e açan isim ise kulübün efsanelerinden Bernard Lacombe olur. İmzaya kalan Mexes transferini teknik direktör Paul Le Guen ile görüşerek durduran Lacombe, Brezilya'da şans eseri izlediği Cris'i Le Guen'e önerir. Lacombe'un Paul Le Guen'i ikna etmesi üzerine, Cris için 8 sene sürecek olan Lyon macerası başlar...
BREZİLYA'DA OLAYLI SON
Cris'in kariyerindeki en önemli olaylardan biri de Cruzerio formasıyla oynadığı son maç olan Atletico Minerio karşılaşması. Saha içerisinde rakibiyle yaşadığı tartışmayı saha kenarına taşıyan Brezilyalı futbolcu, rakibiyle inanılmaz bir kavgaya girişmiş, yumruklar ve tekmelerin konuştuğu kavga sonucu Cris; 6 ay futboldan men cezası almıştı.
Tecrübeli savunma oyuncusunun Lyon'a transfer olması üzerine, Brezilyalı Futbol Federasyonu Cris'in cezasını askıya alarak, oyuncunun Brezilya'ya dönmesi durumunda uygulanmasına karar vermişti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder